Sosyal Medya

Makale

İdealin Realize Edilmesi: Gençlik… (4)

Saflığın temsiliyeti:

Safiyet; arı duru olmak, katışıksız, eklentisiz, saf, temiz ve kirlenmemiÅŸ bir hal ve duruÅŸ… Bu aynı zamanda birçok sorunun özünü ve çözümünü de ortaya çıkarır. Ayrıca bu saflık bize eklenmiÅŸ, stratejik ve taktik nedenlerle tozlanmış, kiÅŸisel arzular yüzünden tahriÅŸ olmuÅŸ ve beklentiler yüzünden sapmış durumları, konumları yerli yerine iade etme konusunda bariz bir üstünlük saÄŸlar. Çünkü bu saflık her ÅŸeyi asli hüviyeti üzere yeniden görebilmenin kudretini sunar insana…

Ä°stikamet üzere olmak bizi saflığa taşır. Saflık ise katışıksız hali anlamaya ve idrak etmeye yarayarak deÄŸiÅŸebilecek ve günlük aktüel olanın kalıcı olan üzerindeki etkisini sıfırlar. Ve sürekli bir yenilenmenin imkanı haline gelir. Yeni bir inÅŸa edebilmek için o saf halin kendisi üzerine bir yaklaşımımız olmalı ki yeni bir dili kurabilelim…

En önemlisi de safiyetin geçmiş ve gelecek arasındaki bağı aydınlatan boyutudur. Saflık bir aydınlatma görevi üstlenerek geçmiş ve gelecek arasındaki ilişkiyi kuvvetlendirir ve yenilenme bilincini güçlendirir ve cesaretlendirir. Çünkü saflık aynı zamanda bir cesaret kaynağıdır. Evet, cahil de cesur olur bu da aslında onun saflığı ile ilişkili bir tutuma göndermedir. Ama buradaki saflık negatif bir boyutu içeriyor. Dolayısı ile saflığı hem felsefi bir zemin hem de ontolojik bir yaklaşımla yeniden ele aldığımızda nasıl bir güce sahip olabileceğimiz konusunda biraz daha derinlikli bir yaklaşım geliştirebiliriz.

Saflık üzerinden bir baÄŸ kurmak ve bu bağı güçlendirecek iliÅŸkiler ağını geliÅŸtirmek çok önemli. Toplumsal barışı ve eminliÄŸi saÄŸlayacak önemli bir vasatı inÅŸa konusunda saflık ve safiyet güven verici boyutu ile iÅŸleri kolaylaÅŸtırır. Bir ahlaki zeminin en güçlü boyutu safiyetidir. Bunu unutmadan üzerinde tefekkür etmeyi sürdürmeyi itiyat haline getirmek önemli sayılmalıdır. Çünkü iliÅŸkiler ağının zemininin gücü o ağın ne’liÄŸini ortaya çıkarır. Ve böylece sahte olana kapı aralamadan sıcak ve yakın bir iliÅŸki temellendirilebilir.

Samimiyet ve sahicilik:

Sahte ve yapay olanın, kurmaca ve kurgusal olanın oluÅŸturduÄŸu tahribatı görmek için bugünü iyi idrak etmek yeterlidir. Modern kültür bu terimler çerçevesinde oluÅŸmuÅŸ ve nihilist bir yaÅŸam güdüsünü güçlendirmekten öte bir ÅŸeye yaramamaktadır. Samimiyet demek içtenlik demek, yakınlık demek ve sen benden eminsin demektir. Selam ve esenlik üzerine olsun sözünü sürekli bir parola gibi iliÅŸkinin niteliÄŸi haline getiren dinimiz bize nasıl bir baÄŸ kuracağımızı ve hangi ilkeler üzerinde duracağımızı belirliyor. Kendin için istediÄŸini baÅŸkası için isteyebilme, kendinden çok baÅŸkasını düşünebilme sorumluluÄŸu ve bu sorumluluÄŸun takva konusunda en önemli etkeni oluÅŸturması vesaire… ÇoÄŸaltılabilir…

Ä°nsanı birbirinden uzaklaÅŸtıran ve yakınlaÅŸtıran ÅŸeyler nelerdir diye sorulsa öncelik sanırım ÅŸu iki temel kavrama verilir: sahte ve sahicilik… Sahtelik uzaklaÅŸtırıcı bir fonksiyon oluÅŸturur. Bize ÅŸah damarımızdan daha yakın olan bir Tanrı’mız var. Ve bu Tanrı her fırsatta bize çok yakın olduÄŸunu söylemekten imtina etmiyor. Uzaklık ise bizden istenen sorumluluÄŸu üstlenmediÄŸimizde gerçekleÅŸiyor. Burada sahici olan yakın olmak sahte ise uzaklaÅŸmaktır. Bu toplumsal yapıda da böyle iÅŸler. İçimizdeki biri samimi ise; yani sahici ise onu yakın tutar ve yaptıklarını bu yakınlık üzerinden deÄŸerlendirmeye çalışırız. Tavır da ona göre geliÅŸtirilir. Ama uzaksa bunu düşmanlık olarak tanımlar ve ona göre bir tavır geliÅŸtirilir. Dolayısı ile sahici olmakla sahte olmak arasındaki derin fark; kiÅŸinin kendi fıtri yapısı ile barışık olması ile fıtratına aykırı iÅŸlere yönelmesi arasındaki fark gibidir.

Samimiyet sevdirir. Samimi bir insan güzel bir davranışta bulunduÄŸunda ona yönelik bir sevgi halesi oluÅŸur. Aynı eylemi ya da davranışı sahtekârca yapıldığında ise nefret duygusu oluÅŸur kiÅŸide…

Yukarıda ifade edilmeye çalışılan bu üç halin insan yaÅŸamındaki önemi çok büyüktür. KiÅŸinin kendi bütünlüğünü oluÅŸturmada göstereceÄŸi doÄŸru davranış onun baÅŸkaları ile kuracağı iliÅŸkideki doÄŸru davranışın ön adımı olacaktır. Dolayısı ile kimliÄŸi ve ÅŸahsiyeti tam oluÅŸturmadan gençle bir iliÅŸki ve iletiÅŸim kurma iÅŸi hep yapay kalacaktır. Yukarıdaki ilkeler zemini inÅŸa eder. Ve bu zemin üzerinden bir baÄŸ kurarsınız. Ama iliÅŸkinin verimli olabilmesi için baÅŸka ÅŸartlarda vardır. Ve bu ÅŸartlar yerine getirilmeden gençlik ile baÄŸ kurulacak bu vasatı güçlendirme ve verim elde etme konusunda ciddi zaaflar taşınır. Ayrıca yeni bir dil ve yeni bir yaklaşım biçimi de ancak aÅŸağıda dile getireceÄŸimiz bu ilkeler üzerinden temellendirilebilir. Ve gençlik için yeni bir rol model oluÅŸturulabilir. Yakınlığın etkileÅŸimi belirlediÄŸini söyleyebiliriz. Ama aÅŸağıda ifade edeceÄŸimiz bu ilkeler etkileÅŸimi birleÅŸime taşıyacak bir seviye kazandırabilir. Bu söylediklerim küçük ölçekli bir yapıda iki sene uygulanmış bir öneri olduÄŸunu söylemekte yarar var…

Genç ile bütünleşmenin imkânı

Her toplumsal kesimle bir bütünleşme sağlanabiliyorsa elbette ki gençlerle de bir bütünleşme imkanı vardır. Burada her toplumsal kesimin kendine has özellikleri olduğu ve bu özelliklere göre bir muameleyi içerdiğini belirlemekte yarar. Elbette ki gençlerle bağ kurma adına onların yapılarına uygun bir ilişki biçimini seçmek ulaşma adına önemli bir adımdır. Her ideoloji de bunu hesaba katarak gerçekleştirir. Ama burada benim kastım tam da gençlik derken yaptığımız ahlaki vurguya binaen onun temel bazı özelliklerini dikkate sunarak sadece bir bağ kurmak değil hemhal ve hemdem olma noktasındaki sahici ve samimi yaklaşıma gönderme yapmaktır.

Gençliği bir yere çekmenin birçok kolay yöntemi ve araçsal boyutu vardır. Fakat bu yöntemler ve boyutlar sadece genci avlamakla sonuçlanacak bir tutum gösterir. Hâlbuki genç, toplumsal yapının geleceğini inşa edeceği gibi geçmişini de taşır. Bu gerçeklik zemininde genç ile ilişki ahlaki sınırlar içinde kalmalı ve sadece hakikate ayarlı bir yaklaşımı içermelidir. Yani herhangi bir ideolojik yaklaşımın gençlik yapılanması bağlamında bir ilişki kurması değil bu insan olmanın ve insan haysiyetinin temelini inşa edecek bir yaklaşımın ve sahici dinin temel öğretileri ile ilişkili bir durumu taşımalıdır.

Aşağıda dile getireceğimiz bu yeni üçleme de tıpkı istikamet, safiyet ve samimiyet gibi temel ilkeler olarak betimlenmeli ve yukarıda dile getirdiğimiz ilkelerin hayata yansımasını içeren boyutu taşımalıdır. Bu yüzden bu sefer eylemin kendisini üzerine bina edeceği bir yapıyı işaret edeceğiz. Ve bu işaret bizi üç kavrama taşıyacaktır.

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.